04 Haziran 2023 Pazar
Ankara Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü ‘İvedik-Temelli- Polatlı Arası İçme Suyu İletim Hattı, Depo, Terfi İstasyonları ve Tesislerin Yapım İşi Projesi’nde sona yaklaşıldı. 2020 yılında, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda başlatılan projede son 40 kilometreye girildi.
İvedik Arıtma Tesisi’nden Polatlı‘ya içme suyu ileterek 1,5 milyon kişiyi sağlıklı ve kesintisiz içme suyuna kavuşturacak 110 kilometrelik ana isale hattının 70 kilometresi tamamlandı. Proje kapsamında, an itibarıyla Yenimahalle ilçesi Cengiz Aytmatov Caddesi ile Sincan Mustafa Kemal Mahallesi’nde bulunan Zir Vadisi ve Tatlar bölgesinde imalat çalışmaları devam ediyor. Alandaki 8 kilometrelik imalatın 2 ay içinde bitirilmesi ile Zir Vadisi’nin yeniden trafiğe açılması planlanıyor.
ASKİ Genel Müdürü Erdoğan Öztürk, beraberindeki teknik ekip ile birlikte Zir Vadisi’nde devam eden imalat çalışmalarını denetledi. Projeye ilişkin bilgi veren Öztürk, şunları kaydetti:
“ASKİ olarak, başkent Ankara‘nın yıllardır ihmal edildiği için adeta kangren halini alan altyapı, kanalizasyon ve yağmur suyu hattı sorunlarına neşter vurmaya devam ediyoruz. Biliyorsunuz, Polatlı halkı yıllardır su çilesi çekiyordu. Bu nedenle Polatlı projesi bizim için öncelikliydi. Ankara Merkez İvedik İçme Suyu Arıtma Tesisleri’nden Sincan, Temelli ve Polatlı’yı kapsayacak şekilde yaklaşık 1,5 milyon kişinin faydalanacağı içme suyu hattımızda artık sona yaklaşıyoruz. Tek bir hedefimiz vardı; 2023 tamamlanmadan, yıllardır özlenen, beklenen bu yapım işini tamamlayarak halkımıza sunmak. Bunu da başarmak üzereyiz.
İhale kapsamında çalışmalara İvedik’ten başladık. Temelli’den geçerek Polatlı’ya kadar üç depo, bir terfi merkezi ve 110 kilometre muhtelif çaplarda çelik içme suyu iletim hattı yapıyoruz. Totalde 1,5 milyon kişiye hizmet verecek projemiz, Etimesgut ilçesinin bir kısmı, Sincan Saray TOKİ bölgesi, Yenikent, Temelli, Anayurt Mahallesi, Anadolu OSB, Dökümcüler OSB, Başkent OSB ve Polatlı ilçesinin tamamına hitap edecek. 29 Mayıs 2023 tarihi itibarıyla şu ana kadar 70 kilometre muhtelif çaplarda boru döşedik. Şu an ekiplerimiz Yenimahalle Cengiz Aytmatov Caddesi’nde çalışma yürütüyor. Sincan Mustafa Kemal Mahallesi’nde bulunan Zir Vadisi ve Tatlar bölgesinde ise imalat çalışmalarına 15 Mayıs 2023 itibarıyla başladık. Burada 8 kilometrelik imalatı 2 ay içinde bitireceğiz ve böylece vadiyi araç trafiğine açacağız.”
Öztürk, kazı ve inşaat çalışmaları süresince işçi sağlığı ve çalışma güvenliğini de ön planda tuttuklarını aktardı. Öztürk; İvedik, Temelli ve Polatlı’dan geçen ana isale hattının başlangıçta yaklaşık 107 kilometre olarak planlandığını, ancak revize çalışmaları ile birlikte hattın uzunluğunun 110 kilometreye çıkarıldığını söyledi.
ÇAĞATAN AKYOL – GAYE ŞEYMA CAN
Şair Nazım Hikmet Ran, ölümünün 60’ıncı yıl dönümünde İstanbul‘daki Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda şiirlerle ve şarkılarla anıldı. Etkinliğin finalinde sürpriz bir şekilde sahneye gelen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu tüm sanatçılarla birlikte “Ey Özgürlük” şarkısını söyledi.
Moskova’da 3 Haziran 1963’te yaşamını yitiren dünya şairi Nazım Hikmet Ran, hayata veda edişinin 60’ıncı yıl dönümünde dün akşam İstanbul’daki Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda düzenlenen gösteriyle anıldı. “Şiir ve şarkılarla Nazım” gösterisinin rejisini Yiğit Sertdemir, orkestrasını Ferhat Livaneli, dekorunu Barış Dinçel üstlendi.
ANLATICILIĞI YETKİN DİKİNCİLER YAPTI
Anlatıcılığını Yetkin Dikinciler’in yaptığı gecede “Merhaba” şiirinin ardından Nükhet Duru, “Geberiyorum” eserini seslendirdi. Ahmet Mümtaz Taylan, “Memleketimden İnsan Manzaraları” eserinden bir bölüm okurken Mehmet Erdem, “Ceviz Ağacı” şarkısını söyledi. “Yürümek” şiirini okuyan Selçuk Yöntem’in ardından Grup Gündoğarken, “Kız Çocuğu” eseri ile sahne aldı.
CAN GOX’TAN “MAVİ BİR LİMAN”
Yetkin Dikinciler yeniden sahneye gelerek “Salkım Söğüt” şiirini okudu, Zuhal Olcay’ın söylediği “Karlı Kayın Ormanı” şarkısına dinleyiciler de hep bir ağızdan eşlik etti. Şenay Gürler, “Yaşamaya Dair” şiiriyle seslendi, Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu, “Nazım’a Ağıt” parçasını çaldı ve Hakan Meriçliler de “Kerem Gibi” şiirini okudu. Can Gox’un “Mavi Liman” şarkısına da tüm dinleyiciler eşlik etti ve Yetkin Dikinciler’in “Akrep Gibisi” şiirini okuması alkışları topladı.
HÜSNÜ ARKAN, “BULUT MU OLSAM” ESERİNİ SÖYLEDİ
Hüsnü Arkan “Bulut mu Olsam” müziğiyle sahne alırken Güven Kıraç “Komik Bir Adem”, Bahtiyar Engin “Bu Vatana Nasıl Kıydılar”, Erkan Can “Beş Satırla” şiirini dinletti. Fuat Saka’nın da “Laz İsmail” eserinden sonra Ali Sürmeli, “Tahirle Zühre Meselesi” şiirini yorumladı, Hasan Doğru, “Hoş Geldin Kadınım” parçasını seslendirdi. Yetkin Dikinciler, “Karıma Mektup” şiiriyle aynı sahneyi “Ben Senden Önce Ölmek İsterim” şiirini okuyan Tilbe Saran’la paylaştı. Deniz Barut ve Yiğit Özşener de “Ferhad ile Şirin” şiirinden bir oyun sundu.
YAĞIŞA KARŞIN SEYİRCİLER İZLEMEYE DEVAM ETTİ
Gecenin ilerleyen saatlerinde yoğun yağışın etkisini göstermesine karşın birçok seyirci şemsiyeleriyle ve yağmurluklarıyla gösteriyi izlemeye devam etti. Birçok seyircinin de sahne önüne gelmesiyle Melihat Gülses, “Kanatları Gümüş” şarkısını seslendirdi. Berkay Ateş “Taranta Babu’ya Beşinci Mektup”, Bülent Emrah Parlak “Güneşi İçenlerin Türküsü” şiirini okumasının ardından İlkay Akkaya’nın “Güzel Günler Göreceğiz” şarkısının ardından dinleyiciler, “Bir daha” sloganları attı.
GECEYE İMAMOĞLU SÜRPRİZİ
Halil Ergün, şairin “Davet” şiiriyle seslendi, İlhan Şeşen, “Nazım Hikmet memleket” şarkısını söyledi. Yetkin Dikinciler de “Giderayak” şiirini okudu. Programın sonunda tüm sanatçılar, “Ey Özgürlük” şarkısını söylemek üzere sahneye geldi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da sürpriz bir şekilde sahneye geldi. Şarkının ardından konuşan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Asla ümitsizliğin olmadığı topraklardayız. Hapishane köşelerinde bile bu ülke için düşünmeye ve bu millet için yazmaya devam eden Nazım’ın akşamındayız. Bize yakışan burayı terk etmemekti zaten. Aslında süreç yeni başlıyor, farkında mısınız, bilmiyorum. İnancınız yüksek olsun. Tarif edemeyeceğimiz kadar yüksek bir inançla yol yürüyeceğiz memleketimin iyiliği için. Nazım’ın yürüdüğü yoldan asla geri dönmek yok. Zülfü Livaneli ağabeyimizin Özgürlük şarkısı, şairin o güzel sözleri aslında Nazım’ı en iyi anlatan özgürlük mücadelesiyle çok bağdaştı. Tabii vatan hasreti, özgürlük, asla vazgeçmemek ve her zaman doğruları söylemek, doğruları yapma karakterinin bence en önemli isimlerinden birisi Nazım Hikmet. Bu akşam çok güzel sanatçılarımızın böylesi güzel bir anma gecesine eşlik etmesi… Sizin aranızda olmak, sizinle ıslanmayı çok isterdim ama iyi ki varsınız. Sanatçı dostlarımıza yürekten teşekkür ediyoruz. Hepsi çok özel insanlar.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde düzenlediği basın toplantısında yeni kabine üyelerini açıkladı.
CUMHURBAŞKANLIĞI KABİNESİ’NDE BÜYÜK DEĞİŞİM
Erdoğan’ın açıkladığı yeni Kabine’de şu isimler yer aldı; “Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu.”
HAKAN FİDAN YENİ GÖREVİYLE TARİHE GEÇTİ
Erdoğan’ın “Sır küpüm” diyerek 13 yıldır MİT’i emanet ettiği Hakan Fidan’ın Dışişleri Bakanı olarak görevlendirmesi ise özelliği itibarıyla tarihe geçti. Fidan, MİT Başkanlığından Türk diplomasisinin başına atanan ilk yetkili oldu.
BİLKENT ÜNİVERSİTESİ’NDE DOKTORA DERECESİ ALDI
Hakan Fidan, astsubaylıktan akademisyenliğe, bürokratik görevlerden MİT Başkanlığı’na ve oradan Dışişleri Bakanlığı’na uzanan kariyeri ile dikkat çeken bir kişi. 1968’de Ankara’da doğan Fidan, Kara Kuvvetleri Muhabere Okulu ve Kara Kuvvetleri Dil Okulu’ndan mezun oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) Maryland Üniversitesi’nden Maryland Üniversitesi’ne bağlı University of Maryland University College’dan Yönetim ve Siyaset Bilimi alanından lisans, Bilkent Üniversitesi’nden yüksek lisans ve doktora dereceleri aldı.
AKADEMİK ÇALIŞMALARINDA İSTİHBARAT DETAYI
Hakan Fidan’ın akademik çalışmalarının odağında, dış politikada istihbaratın yeri vardı. Master tezinin başlığı “İstihbarat ve Dış Politika: İngiliz, Amerikan ve Türk sistemlerinin mukayesesi”, doktora tezinin başlığı, “Bilgi Çağında Diplomasi: Antlaşmaların Doğrulanmasında Enformasyon Teknolojilerinin Kullanımı”ydı. Fidan özellikle yüksek lisans tezinde, Türkiye’nin daha güçlü bir dış politika için istihbaratını güçlendirmesi gerektiğini, özellikle ABD ve diğer NATO ülkelerinin istihbaratına bağımlı kalınmasının sorun yarattığını vurguluyordu.
13 YILDIR MİT’İN BAŞINDAYDI
Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanlığı, Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı gibi görevler üstlenen Fidan, 42 yaşında MİT Başkanlığı’na atandı ve 13 yıl boyunca bu görevi yürüttü.
Yerel mahkemedeki hakim, bu sefer üst mahkemede karşılarına çıktı
ANKARA – Ankara’da yerel mahkemede görülen maddi tazminat davasına bakan hakimin istinafa tayini çıktı. Yerel mahkemedeki dosyanın istinaf başvurusu da kendisinin başkanı olduğu daireye düştü. Avukat Fırat Bilici’nin dosyayla ilgili reddi hakim talebi ise daire üyeleri tarafından reddedildi.
Ankara’da maddi tazminat davasında taraf olan Avukat Fırat Bilici, dosyanın karara bağlanmasının ardından karara itiraz etmek için üst mahkemeye başvurdu. Yerel mahkemede görev yapan hakimin, tayininin çıkmasının ardından istinafta daire başkanı olduğunu gören Avukat Bilici, dosyadan çekilmesi için dilekçe verdi. Başkanın “benim dosyadan çekilmem gerekir” diye mütalaa vermesine rağmen aynı dairedeki üyeler, ilk derece mahkemesi dosyasında hakim olarak görev aldığı, dosyanın başka bir hakim tarafından karara çıkartıldığı, dolayısıyla çekilmenin uygun olmadığına dair bir karar verdi. Avukat Bilici ise dairedeki üyeler hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu’na şikayette bulundu.
“İlk derece mahkemesinin hakimi, aslında istinaf makinesinin başkanı olmuş”
Ardından konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulunan avukat Fırat Bilici, karara itiraz ettikten sonra istinafta aşamasında da aynı hakimi gördüklerini aktararak “İlk derece mahkemesinde tazminat konulu bir dava açmıştık. Bu davadaki hakimimiz ilk derece mahkemesi hakimi görevini yaparken tensip zaptını düzenledi. İlk duruşmamızı yaptık ön incelememizi yaptık. Daha sonra bu hakimin tayini istinaf makinesine çıktı. Biz de yeni gelen hakimle beraber yargılamayı tamamladık. Daha sonra bu davamız ret olduğu için bu davanın istinaf incelemesi için üst mahkemeye başvurduk. Üst mahkemeye başvurduğumuzda şöyle bir sürprizler karşılaştık. Bizim ilk derece mahkemesinin hakimi aslında istinaf makinesinin başkanı olmuş bizim gittiğimiz dairenin başkan olmuş” ifadelerine yer verdi.
“Başkan çekilmek istedi üyeler izin vermedi”
Daire başkanının çekilmek için mütalaa vermesine rağmen aynı dairedeki üyelerin kabul etmediğini aktaran avukat Bilici, üyeler hakkında şikayetçi olduklarını söyleyerek, “Biz de bu yüzden kendisini çekilmesini istedik. Çekilmesi yönünde dilekçe verdik. Dilekçenin sonucunda başkan, ‘evet çekilmem uygundur’ diye mütalaa verdi. Kurul geri kalan üyeler tarafından toplanıp bu konuda bir karar verilmesine karar verildi. Ondan sonra geri kalan üyeler toplandılar ve başkanın çekilmesin uygun olmadığına karar verdiler. Halbuki Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda net bir şekilde yasaklanmış bir hüküm 36. maddesinde geçer ve bu konu tamamen yasaklamış bir konu. Daha önceden hakim veya hakem sıfatıyla bir davada hareket etmiş olması üst mahkemede bu davaya bakmasına engel. Dolayısıyla bu engelin daha doğrusu bu şekilde engel olmasına rağmen davaya devam ediliyor. Şu anda ona ilişkin olarak biz de ne yapacağımızı baktık. Kanun yolları bu konuda kapanmış vaziyette. Bu yüzden de biz de HSK’ya bu dairedeki üyeler hakkında şikayetçi olduk ve şikayetimiz HSK tarafından işleme alındı” dedi.
“Dosyamızın başka bir daireye naklini istiyoruz”
Sonuç olarak başvurularının bağımsız yargılanma prensibi gereğince başka bir daireye naklini istediklerini aktaran avukat Bilici, “Sonuç olarak şunu bekliyoruz. Hakimlerin vermiş oldukları bu karardan dönmelerini dosyanın başka bir daireye nakledilmesini bekliyoruz. Yani istinaf makinesinde tazminata bakabilecek tazminat konusuna bakabilecek bir de çok daire bulunmaktadır. Bulunmasa bile hepsi sonuçta kanunen teşkil edilmiş daireler, dolayısıyla bizim başvurumuzun tarafsız yargılama prensini gereğince ve bağımsız yargılanma prensibi gereğince başka bir daireye naklini istiyoruz” ifadelerine yer verdi.
Portekiz‘de yaşayan Yaşar Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunu İçim Atlı’nın çalıştığı mimarlık şirketinden bir ekip ile katıldığı proje, “Finlandiya Tren Fabrikası Karma Kullanım Yarışması”nda dünya çapında en iyi 5 mimarlık ofisi projeleri arasından birinci seçildi. Ekip, Helsinki’de bulunan 1970’lerden kalan atölye binasını 45 metrekarelik karma kullanımlı bir alana dönüştürdü.
Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü mezunu İçim Atlı, 2022 yılında Erasmus + Staj Programı ile Portekiz’de bir mimarlık şirketinde staja başladı. Aynı şirkette işe giren Atlı, o günden bu yana kariyerine Porto’da MASSLab firmasında devam ediyor. Şirket bünyesinde kurulan bir ekiple yarışmalara katılan Atlı, Helsinki’de bulunan bir alan için düzenlenen “Finlandiya Tren Fabrikası Karma Kullanım Yarışması”nda yaptığı tasarım ile dünya çapında en iyi 5 mimarlık ofisi arasından birinci oldu. Birincilik kazandıran tasarım, eski elektrikli tren binasını bölgenin tarihi mirasındaki sosyal, ticari ve kültürel merkezin bir parçası olacak ofis, perakende ve otel alanlarından oluşan 45 bin metrekarelik karma kullanımlı bir alana dönüştürmeye odaklandı. Sokaklar, parklar, plazalar ve açık alanlardan oluşan bir sistemi barındıran, insanları dışarıda birlikte daha fazla zaman geçirmeye teşvik eden ve aynı zamanda bölgenin dinamiğini artıran karma kullanımlı bir mahalle oluşturuldu. Nüfusun ihtiyaçlarına cevap veren bir bina sağlamak amacıyla 1970’lerden kalan atölye binası yerel halkın günlük yaşamına entegre edildi. Bölgenin kültürel mirasını geliştiren proje, sürdürülebilir kentsel yenileme için bir örnek oluşturuyor.
Farklı kültürlerle farklı bakış açıları
Genç yaşında uluslararası ödüller kazanan küresel bir şirketin parçası olmaktan dolayı gurur duyduğunu söyleyen Atlı, farklı kültürlerle tanışmanın mesleki kariyerine sağladığı katkıları anlattı. Atlı, “Bu çalışmalardan aldığım bilgi ve vizyonla uluslararası projelerde yer almak kariyerim için çok önemli adımlar. Farklı kültürlerde yaşamanın ve yeni şeyler deneyimlemenin kişiyi daha açık fikirli yaptığını görüyorum. Umarım bir gün Türkiye’de de çalışma fırsatım olacak. Başka ülkelerden aldığım bu bilgi ve vizyonu kendi ülkem için de kullanmayı ve Türkiye’de de projeler geliştirmeyi arzu ediyorum” diye konuştu. – İZMİR